Kisisel Blog Siteme Hosgeldiniz! Umarim Sizlere Faydali olabilecek bilgileri sunariz!!!
  Milli Mücadele Döneminde İstihbarat
 

Mütareke ve Millî Mücadele Dönemlerinde Gizli Gruplar (1918-1922) ve İstihbarat (1923-1926)

Birinci Dünya Savaşı sonunda, 30 Ekim 1918 tarihinde, İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Mondros Mütarekesi'nin hükümleri gereğince imparatorluk tarihe karışıyordu. Türk ordusu derhal terhis ediliyor, silâh, cephane ve ulaşım yolları ile bütün haberleşme araçları, liman ve tersaneler galip devletlerin denetimine bırakılıyordu. Artık ülke yabancılar tarafından parçalanıp işgal edilmeye hazır durumda idi. Nihayet, 13 Kasım 1918 tarihinde İtilâf Devletleri'nin savaş gemilerinden oluşan 55 parçalık bir filo Dolmabahçe önlerine demir atıyordu. Beyoğlu'na 3500 düşman askeri çıkmıştı. Müttefiklerden güç alan ve onlarla işbirliği yapan azınlıkların tutum ve davranışları da dayanılmaz hale gelmişti. Artık bu işgal ve taşkınlıklara karşı örgütlenmek, direnişe geçmek gerekiyordu.

Diğer taraftan, 19 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul'dan hareketle Bandırma vapuruyla Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa da, "Ya İstiklâl, Ya Ölüm" parolası ile Millî Mücadele'nin Anadolu'da başladığını ilân ediyordu.

Düşmanın faaliyetleri karşısında, işgal altındaki İstanbul'da ve Anadolu'da Millî Mücadele'yi desteklemek için açılıp kapatılan birçok gizli direniş grubu kurulmuştur. Bu grupların bazılarının Anadolu'da da şubeleri açılmıştır. Gizli gruplar içerisinde en önemlileri arasında şunlar bulunuyordu: Karakol Cemiyeti, Zabitân Grubu, Yavuz Grubu, Hamza Grubu, Mücâhid Grubu, Muhârip Grubu, Felâh Grubu, İmalât-ı Harbiye Grubu, Muâvenet-i Bahriye Grubu, Nâmık Grubu, Ferhâd Grubu, Kerimî Grubu, Fethiye Deniz Grubu, Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı, Müsellâh Müdafâa-i Milliye (M.M./Mim Mim) Grubu, Tedkik Heyeti Âmirlikleri, Geçit Teşkilâtı.

Karakol Cemiyeti:

Mütareke döneminin ilk gizli direniş grubu, İstanbul'da kurulan Karakol Cemiyeti'dir. 1918 Ekim sonları veya Kasım başlarında Talât Paşa'nın direktifi ile kurulan Cemiyet'in kurucuları arasında, Kurmay Albay Kara Vâsıf, Emekli Yüzbaşı Bahâ Said, Albay Galatalı Şevket ve Yenibahçeli Şükrü Beyler gibi İttihadçı şahıslar bulunmakta idi. Kısa zamanda örgütlenme çalışmalarını tamamlayan Karakol Cemiyet'in Millî Mücadele'ye yaptığı en büyük hizmet, İstanbul'dan Anadolu'ya silâh ve cephane ile subayların kaçırılmasını sağlaması, İngiliz Muhibleri Cemiyeti gibi kuruluşların plânlarını ve faaliyetlerini Mustafa Kemal Paşa'ya haber vermesi olmuştur. Ancak Cemiyet, Bolşevikler ile gizli ilişkilere girmesi ve kendi başına Millî Mücadele'ye sahiplenme çalışmalarında bulunması sebepleriyle Anadolu Ordusu kadrosuna dahil edilmemiş, 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'un İtilâf Devletleri tarafından işgali sırasında da liderlerinin tutuklanmaları ile büyük bir darbe yemiş ve nihayet Erzurum ve Sivas Kongreleri'nin kararlarını uygulamak için seçilen Heyet-i Temsiliye'nin emri üzerine faaliyetlerine son verilmiştir.

Zabitân Grubu:

Karakol Cemiyeti'nin devamı olan Zabitân Grubu, Cemiyet'in Üsküdar Şubesi Reisi Kurmay Yarbay Muğlalı Mustafa Bey tarafından 27 Ekim 1920 tarihinde yeniden yapılandırılmıştır. Zabitân Grubu da, Anadolu'ya istihbarat temini yanında subay, silâh ve cephane sevkinde başarılı hizmetler vermiştir. Fakat belirli bir tarihten sonra, kuruluşu aynı tarihlere rastlayan ve Ankara tarafından kurdurulan Hamza Grubu ile bu konularda rekabete girişmesi ve yeterli tetkik-tahkik yapılmadan Anadolu'ya gönderilen subayların bazılarının İtilâf Devletleri'ne hizmet etmelerinin anlaşılması, kendilerine tepki gösterilmesine sebep olmuştur. Diğer taraftan, İngiliz ajanı Hintli Mustafa Sagir'in, Zabitân Grubu'nun da kullandığı Karakol Cemiyeti'nin mührü ile mühürlenmiş bir belge ile İnebolu'ya çıkması  ve 29 Kasım 1920 tarihinde Onuncu Kafkas Fırkası sabık Kumandanı Yarbay Kemal Bey ile Anadolu'ya hareket ederek, 11 Aralık 1920'de Ankara'ya gelmesi ve Mustafa Kemal Paşa'ya suikast tertip edeceği anlaşılarak tutuklanması, 23 Mayıs 1921 tarihinde Ankara İstiklâl Mahkemesi tarafından yargılanarak ölüm cezasına çarptırılması ve bir gün sonra da idam edilmesi, ayrıca grup mensuplarından bazılarının kahvehanelerde görevlerini ifşâ etmeleri de bardağı taşıran son damla olmuştur. 

Yavuz Grubu:

İşte bütün bu olumsuz olaylar neticesinde, Zabitân Grubu'nun bir müddet sonra adını değiştirdiği ve yine Muğlalı Mustafa Bey başkanlığında Yavuz Grubu olarak faaliyetini devam ettirdiği anlaşılmaktadır.

Yavuz Grubu'nun mührü, Yavuz Sultan Selim'in resmini taşıyordu.

Yarbay Mustafa (Muğlalı) Bey tarafından, Ankara'da Müdâfaa-i Milliye'ye ve Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye (Genelkurmay) Reis Vekili Fevzi (Çakmak) Paşa'ya "Çok Acele" kaydıyla gönderilen ve üzerinde "Yavuz Grubu" nun mührü bulunan 12 Mart 1337 (1921) tarihli bir şifreli raporda (belgede); Anadolu'ya takalarla nakledilmek üzere Sarıyar Bölgesi'nde sahile yakın bir noktada Teşkilât tarafından saklanan 570 adet mavzer ile 4 hafif makinalı tüfek ve 10 sandık cephanenin, Askerî Nigâhban tarafından İngilizler'e ihbarı neticesinde kaybedildiği, ancak gönüllü subayların kaçarak saklanmaya muvaffak oldukları bildirilmekte, ayrıca İngilizler adına ajanlık yapan şahıslardan bahsedilmekte ve bu şahısların Adapazarı yönünden Anadolu'ya gönderildikleri belirtilmektedir.

Muğlalı Mustafa Bey'in yakalanma tehlikesi sebebiyle, Eylül 1921'de İstanbul'dan Anadolu'ya geçmesinden sonra Yavuz Grubu'nun faaliyetlerinin sekteye uğradığı anlaşılmaktadır.

Hamza, Mücâhid, Muhârip ve Felâh Grupları:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da toplanmasından ve Ankara Hükümeti'nin, İstanbul'un etkisini pasifize eden bir güç olarak ortaya çıkmasından sonra başta İstanbul olmak üzere, ülkenin her tarafındaki gizli direniş gruplarının tek bir merkezden, Ankara'dan yönetilmesi kararlaştırılmıştır. Bu cümleden olarak, Anadolu'ya subay, silâh, cephane ile malzeme göndermek ve istihbarat yapmak amacıyla, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti (Genelkurmay Başkanlığı)'ne bağlı olarak 23 Eylül 1920 tarihinde İstanbul'da Hamza Grubu kurulmuştur. Ancak grup, şifre anahtarlarının düşmanın eline geçmesi ve Ankara'dan gönderilen kurye çantasının yolda kaybolması üzerine adını değiştirmek zorunda kalmış ve 15 Aralık 1920 tarihinden itibaren Mücâhid adını almıştır. Bu grup da kısa bir zaman sonra adını değiştirmeye mecbur kalmış ve 23 Şubat 1921 tarihinde Muhârip adını alarak faaliyetine devam etmiştir. Nihayet grup, 31 Ağustos 1921 tarihinde Felâh adını almıştır.

Fevzi (Çakmak) Paşa, grupların devamlı olarak adlarını değiştirmelerini, İngiliz Servisi'nin faaliyetlerine bağlamaktadır.

Felâh Grubu da, Ankara'ya subay ve cephane gönderimi ile istihbarat teminine ağırlık vermiş, Millî Mücadele lehinde propaganda faaliyetinde bulunmuştur. İstihbarat konusunda özellikle Yunan ordusunun durumu ile ilgili haberleri Ankara'ya iletmiştir. Felâh Grubu, İngiliz taraftarı Damad Ferid Paşa tarafından Anadolu'ya gönderilen ajanların listesini de ele geçirerek, Ankara'da Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti'ne göndermiştir. Felâh Grubu'nun faaliyetlerine ise 4 Ekim 1923 tarihinde son verilmiştir.

Millî Mücadele döneminde, Anadolu'ya silâh, cephane, malzeme ve istihbarat temini amacıyla daha başka gruplar da faaliyet göstermekte idiler. Bu küçük gruplar arasında, İmalât-ı Harbiye, Muâvenet-i Bahriye, Nâmık, Ferhâd, Kerimî ve Fethiye Deniz Grupları sayılabilir.

Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı :

Ordu içerisine sızan yabancı ajan faaliyetlerine ve propagandasına karşı koymak amacıyla, 18 Temmuz 1920 tarihinde Garp Cephesi Komutanlığı'na bağlı olarak Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından Askerî Polis (Ayn-Pe) Teşkilâtı kurulmuştur. Teşkilât, başlangıçta başarılı hizmetler vermiş, ancak daha sonraları gizliliğe riayet etmediği ve yetkilerini aşarak her işe karıştığı gerekçesiyle 21 Mart 1921 tarihinde lağvedilmiştir.

Müsellâh Müdafâa-i Milliye (M.M.) Grubu:

Edinilen tecrübelerin ışığında ve belirlenen yeni hedeflere ulaşılabilmesi amacıyla, 1921 yılı başlarında Fevzi (Çakmak) Paşa'nın direktifi ile Hüsamettin Ertürk tarafından İstanbul'da Müsellâh Müdâfaa-i Millîye Grubu (M.M. /Mim Mim) kurulmuş ve 3 Mayıs 1921 tarihinde TBMM Hükümeti tarafından resmen kabul edilmiştir. M.M. Grubu, asker ve sivil kesimden oluşan kadrolarıyla İstanbul'da geniş bir ajan ve haber ağı kurmayı başarmış, Anadolu'ya silâh ve cephane kaçırılması faaliyetlerini organize etmiş, düşman karargâhlarına, işbirlikçi gruplara ve yabancı misyonlara sızarak çok sayıda önemli belge ve bilgiyi elde etmiştir. Grub'un faaliyetlerine İstanbul'un kurtuluşundan sonra, 5 Ekim 1923 tarihinde son verilmiştir.

Tedkik Heyeti Âmirlikleri:

Askerî Polis Teşkilâtı'nın kapatılmasının istihbarat faaliyetleri açısından doğurduğu boşluk, yine Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından kurulan ve 1 Nisan 1921-22 Haziran 1922 tarihleri arasında Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde faaliyet gösteren "Tedkik Heyeti Âmirlikleri" vasıtasıyla giderilmiştir. Âmirlikler, komünist faaliyetler, ajan faaliyetleri, azınlıkların tutum, davranış ve düşmanla işbirlikleri, Yunanlılar'ın işgalleri ve zulümleri, halkın Millî Mücadele karşısındaki tavrı gibi konular üzerinde çalışmıştır. Tedkik Heyeti Âmirlikleri de, personelinin kimliklerinin deşifre olması sebebiyle, 22 Haziran 1922 tarihinde lağvedilmiştir.

Geçit Teşkilâtı:

1922 yılı sonları ile 1923 yılı başları arasında, Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti tarafından I.Ordu Komutanlığı'na bağlı olarak, İstanbul ve Trakya'ya yeniden yapılacak bir saldırıya karşı koymak, İngiliz işgal birliklerini takip ve kontrol etmek amacıyla, Geçit Teşkilâtı Kumandanlığı (GTK) adı ile bir teşkilâtın kurulduğu görülmektedir. Lozan Barış Görüşmeleri (20.11.1922-7.2.1923)'nin, 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması ile sonuçlanmasından sonra, Fevzi (Çakmak) Paşa'nın emri üzerine 8 Ağustos 1923 tarihinde Teşkilât'ın faaliyetlerine son verilmiştir. 

Tedkik Heyeti Âmirlikleri'nin kapatılmasından sonra bunların yaptıkları istihbarat, propaganda, takip ve araştırma görevleri, Ordu Kurmay Başkanlıkları'na bağlı olarak çalışan İstihbarat Şubeleri tarafından yürütülmeye başlanmıştır. 1922 yılının ortalarından, Cumhuriyet döneminde 1926 yılının başlarına kadar bu görevleri Ordu Müfettişlikleri İstihbarat Şubeleri devam ettirecekler ve aşağıda görüleceği gibi, Ordu Müfettişlikleri de bu görevleri Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti'nin talimatı üzerine, Millî Emniyet Hizmeti (M.E.H.) Riyâseti Şubeleri'ne devredeceklerdir. 
Kaynak:
Milli İstihbarat Teşkilatı

 
 
  Bugün 10 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol